Erdal Tanas KARAGÖL

Erdal Tanas KARAGÖL

Ekonomi savaşından çıkartılacak dersler

20.08.2018 14:56:00

Türkiye ekonomisinin son yıllarda Gezi olayları, 17-25 hukuk darbesi, 15 Temmuz darbe girişimi ve en son kur üzerinden ekonominin hedef alınması gibi olaylarla karşı karşıya kalması, ekonomi savaşının devam ettiğini gösteriyor.

 

Öncelikle sürekli olarak kur ve faiz üzerinde oluşturulan bir baskı var. Bu süreçte oluşturulmaya çalışılan algı ve bunu fırsat bilen kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri ise ekonominin baskı altında tutulmak istendiğine işaret ediyor.

 

Ekonomik kriz tetikçiliği yapan kredi derecelendirme kuruluşlarına ise özellikle ayrı bir sayfa açmak gerekiyor. Çünkü en ufak bir söylentide gece yarısı not indirimi silahını kullanarak nasıl yangına körükle gittiklerine sürekli şahit oluyoruz.

 

Tabi Türkiye ekonomisi bu şoklara karşı gerçekten büyük direnç gösterdi ve göstermeye devam ediyor. Bu direncin temelini de 2001 krizi ve geçmişte yaşadığı birçok ağır ekonomik krizden alınan dersler oluşturuyor.

 

ÇIKARTILACAK DERSLER

 

Türkiye’nin son dönemlerde yaşadığı ekonomik darbeden hem Türkiye özelinde hem de küresel anlamda çıkartması gereken bazı dersler var.

 

Peki nedir bu dersler?

 

Kamu maliyesini ve bankacılık sektörünü çok güçlü tutan ve özellikle düşük kamu borcu ve bütçe açığı konusunda taviz vermeyen Türkiye bunun faydasını, dünyayı saran ve birçok ülkeyi iflas noktasına getiren 2008 küresel ekonomik krizinde gördü.

 

Yeni dönemde ekonomiyi hedef alan bu operasyonların tekrarlanma ihtimali göz önünde bulundurularak hem kamu maliyesinde bu duruşun devam etmesi hem de ekonominin dışarıya bağımlılığını azaltacak dolayısıyla uluslararası sermayeye ihtiyacı azaltacak adımları zaman kaybetmeden atması gerekiyor.

 

Bu kolay mı? Tabi ki de kolay değil ama imkansız da değil. Türkiye geçmişte savunma sanayinde hemen hemen yüzde 20 gibi bir oranda kendi üretimini yapıyordu. Bu durum da sürekli olarak belli silahların ve makine teçhizat alımlarının yapıldığı ABD ile sorunlara neden oluyordu.

 

Türkiye’nin bugün savunma sanayinde kullandığı ürünlerdeki yerlilik oranı ise yüzde 65. Yani Türkiye mevcut potansiyelini en iyi şekilde kullanarak stratejik sektörlerde son derece önemli atılımlarda bulunabilen bir ülke.

 

Aynı kararlılığı tüm sektörlerde göstermek artık zorunlu bir durum haline geldi. Bundan sonra kaynakların her alana değil, stratejik alanlara yani Türkiye ekonomisinin hem dışarıya bağımlılığını azaltacak hem de üretimini artıracak dolayısıyla ihracatını da artıracak alanlara ayırması gerekiyor.

 

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN ÇIKARACAKLARI DERSLER

 

Bu süreçten yalnız ulusal anlamda notlar çıkarmakla yetinemeyiz. Küresel anlamda da çıkarılacak oldukça çok ders var. Özellikle dünya ekonomisinin yeni aktörleri yani gelişmekte olan, enerji kaynaklarını elinde tutan ve ticaretin gittikçe arttığı ülkelerin bu köhne küresel ekonomik düzenin kurum ve kuruluşlarıyla değişmesi noktasında daha iştahlı hareket etmesi gerekiyor.

 

Nitekim ABD tarafından başlatılan ticaret savaşları, ülkelere uygulanan yaptırımlar ve doların artık bir tehdit aracına dönüşmesi, bu düzenin sorgulanmasını kaçınılmaz bir hale getirdi bile.

 

Hem mevcut uluslararası ekonomi kurumlarının hem de dolar ile elde edilen siyasi gücün artık ülkeler için bir tehdit haline gelmemesi için dolara alternatif, ülkelerin ortak paydasını temsil edecek ve ticareti kolaylaştıracak yeni bir para sistemine ihtiyaç var.

 

Bu çabalar bir yandan ekonomik darbe yapmak isteyen ülkelerin elinden silahları alırken diğer yandan da bu operasyonların tetikçiliğini yapan kredi derecelendirme kuruluşlarının yanlı notlarının anlam ve kredibilitesini yitirmesini sağlayacaktır.

 

Yani özetle bugün küresel ekonominin hegemon güçleri karşısında her zamankinden daha güçlü olmamız gereken bir vakitteyiz. Türkiye’nin küresel ekonomide esen değişim rüzgarlarına geliştirdiği işbirliği, diyaloglar, sağlam ticareti ve yatırım ortamı ile yön vermeye hazır bir ülke olduğunu özellikle vurgulamak gerek.

 

Yazının sonuna gelirken hepinizin Kurban Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.

Yorum Yaz
Uyarı: Hakaret içeren Cümleler veya imalar, inançlara, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.